İNSAN ZERREYE HAPSEDİLMİŞ BİR ALEMDİR.ALEMLER DE İNSANIN ETRAFINDA DÖNEN ZERRELERDİR.
   
  PSİKO-ENERJİ TERAPİLERİ
  KEKEMELİK
 
Kekemelik
Kekemelik, konuşurken birdenbire duraklayarak, hecelerin tekrarlanmasından veya üst alt çenenin titremesi ve başın ani hareketleri çoğunlukla bu konuşma bozukluğuna eşlik eder.
Kekemelik bir çok kişinin hayatını adeta zehir eden, onu gereksiz yere aşağılık duygusuna götüren bir konuşma bozukluğudur. Çok başarılı kimseler, çeşitli konularda oldukça ilginç ve doğru fikirleri olsalar da topluluk karşısında, kekeleme endişesiyle rahatça dile getiremez. Oysa kekelemeden konuşmayı öğrenmek sabırlı bir çalışmaya mümkündür. Kekeleme sonradan kazanılmış bir kusurdur ve aynen göz kusuru gibi düzeltilebilir.
Hastalık nedeni olarak psikolojik faktörlerin önde geldiği ileri sürülmektedir. Gerçekten de psikolojik etkenlerin daha fazla etkinliği olduğu kabul edilmektedir. Çocuğun ruhsal-cinsel gelişme dönemlerinde bir takılma olduğunu bu durumun bütün yaşama boyunca sürdüğünü , bu açıdan kekemeliğin bir nevroz sinirlilik olarak görenler vardır. Buna karşılık, konuşmanın başladığı dönemden itibaren ilk söylenen hece ve kelimelerin yanlış kodlandığı bu durumun öğrenilip, tekrarlana tekrarlana kekemeliğin oluştuğunu ileri sürenler vardır.
 Kekemelik üzerinde fizyolojik faktörlerinde rolü olduğu ileri sürülmüşse de bu faktörlerin önemini fazla büyütmemelidir. Fizyolojik faktörler arasında, konuşma organlarının faaliyetlerinin kontrolü için beynin iki yarısı arasında bir üstünlük kurma çabası, çocukları kekemeliğe yatkın hale getirir düşüncesi başta gelmektedir. Kekemelerin çoğunluğunun sol elini kullanan çocuklar olduğu dikkati çekmiştir.
Öte yandan kekemeliğe yapısal bir yatkınlıktan söz edilmekte ancak çevresel streslerin üzerinde de durulmaktadır.
Kekemelik herhangi bir yaşta görülebilse de. Özellikle çocukluk döneminde başlar. Başlangıç 18 aylıkla 9 yaş arasına uzanır. 3-7 yaşlarında daha fazladır. Kekemelik bir den başlamaz. Arada haftalar-aylar süren bir dönem vardır.
Kekemeliğin ilk ortaya çıkışını kişinin çok korkmasına bağlayanlar çoktur. Gerçekten de bu tespit doğrudur. Bir çok vakada, kişi sıklıkla böyle bir örnek vermektedir. Köpekten korkma, karanlıkta uzun süre yalnız kalamama ve benzer şiddetli korkular çocukta kekemeliğin başlangıca neden olmaktadır.
Kekemeliğin çocuğun veya erişkinin ruh durumu üzerinde olumsuz etkileri vardır. Kekeme, çoğu zaman kekeleme korkusu içindedir. Kekeme kendisi için sorun olan kelimelerden, konuşma gereken durumlardan kaçmaya çalışır. Dikkatlerini kendilerine çevirirler. Arkadaş arasında, kalabalıkta huzursuz olurlar, yalnızlığı seçerler. Sözlü sınavlarda istenen başarıyı gösterenler. Zorlandıkları zaman gerginlikleri artar, konuşmaları daha da bozulur. Şarkı söyleme esnasında, hayvanlarla ve oyuncaklarla konuşma esnasında kekeleme görülmeyebilir. Buda şunu belirtmek gerekir, bütün kekemeler kesinlikle nevrotik ve belirgin uyum bozukluğu gösteren kişiler değildirler. Kekemelerin çoğu uyum ölçeklerinde normal değerler alırlar.
 
KEKEMELİĞİN TEDAVİSİ
Başlangıçta düşünceyi başka yöne çekme, telkin ve gevşeme gibi tedavi yolları denenmiştir. Demosthemos’un ağzına çakıl taşları alarak konuşma çalışmaları, bu düşünceyi başka yöen çekme yöntemidir.
Daha sonraları kekemelere kelimeleri belirli bir zaman bir zaman ölçüsünde yavaşlatarak söylemesi ve hece hece konuşması önerilmiştir. Ancak bu yaklaşımlar geçiçi olarak kekemeliği ortadan kaldırsa da. Telkin, düşünceyi başka alana çekme ve gevşeme tekniği uzun sürede etkili olmadığından günümüzde çok fazla kullanılan bir teknik değildir.
Kekemeler psikoterapi yöntemleri ile tedavi edilmeye çalışılmıştır.Bu yaklaşımlar hastanın kendisini tanıma ve sıkıntı düzeyinin azalmasına yardım edebilse de etkileri uzun süreli olamamaktadır.
Günümüzde kekemeliğin tedavisi, öğrenilmiş bir davranış bozukluğu olduğu noktasından hareketle yapılmaktadır. Bir başka tedavi tekniğide nefes alıp-verme ve konuşma sırasındaki akışının öğrenilmesi esasına dayanır.
Günümüzde kekemeliğin tedavisi, vakaların çoğunda gerçekte temel bir nevrotik kişilik yapısı veya konuşma ile ilgili sinir sisteminde bir bozukluk  olmadığı, kekemeliğin kişilerde öğrenilmiş bir davranış bulunduğunu kabul etmeye dayanır. Kekemeliğin sonradan öğrenilmiş bir konuşma bozukluğu görüşü günümüzde uygulanan tedavi yöntemlerinin de ana fikrini oluşturur.
Bu düşünceyi benimseyen, kendi kendine tedavi yöntemi ortaya atılmıştır. Bu yönteme göre, kekemelik herhangi bir hastalık belirtisi değildir. Dağiiştirilebilen, düzeltilebilen, bir davranış olarak görülür. Kekemeye, kekemelik konusunda olumsuz düşünce ve duygularını değiştirmek suretiyle bu sorunu kısmen kontol altın krıpma, tikler, dudak ve çene hareketlerini kontol altına alabieceği öğretilebilir. Bu yöntem ile tedavi, davranış tedavisini benimsemiş merkezde yaplabilir. Kekemelik kişinin yaptığı bir şeydir. Kekeme, hastalığı ile igili gösterdiği olumlu değişikliği öğrenilebilir.
Başka bir de tedavi yöntemi de hava akışı tekniğidir. Kekeme öncelikle nefes alıp-verme ve konuşma sırasında havanın akışını öğrenirse ses tellerini rahatlatabilir. Bu yöntemi sürekli kullanabilirse, kekemelik azalır. Hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın, kekemenin kendisi ve ailesinin psikolojik yapısı iyi değerlendirilmelidir.
Bazı kelimeler “R” ünsüzünü söylemezler. “R” ünsüzünü küçük dili oluk gibi çukurlaştırarak boğumlandırırlar. “R” ünsüzünün küçük dille boğumlandırılması sesin çıkışını da bozar.
Bu kusur boğaz boğumlanması olup hiçbir zaman kulağa hoş gelmez . “R” ünsüzü dilin ucu damağa kadar kaldırılarak verilir. Süratli çalınan bir trampetin sesini uzun zaman taklide çalışınız. Bu hareketi dil ucunu üst diş etine doğur kaldırarak (RRRRRRRR) yapınız. Böylece “R” ünsüzünü kısa sürede düzgün söylemeyi başarabilirsiniz. Bundan sonra da Ra, ra, ri, rı, ro, ru, rü .. gibi. “R” ünsüzüne ünlüleri ekleyerek tekrarlayalım. Artık “ Bir berber bir berbere bre brader gel beraber bir berber dükkanı açalım” gibi içinde bol “R” sesi bulunan egzersizleri tekrarlayınız. Böylece kusurun düzeltilmesi daha kısa zamanda mümkün olabilir. Ses egzersizleri mutlaka teybe okumalıyız ritmik konuşmayı ihmal etmemeli ve bunun içinde bir diyapozandan faydalanmalıdır.
Solunum çalışmaları ise kekemeliği önleme yöntemi, kelimelerin boğumlanması ile soluğun çıkışındaki olması gereken beraberliği gerçekleştirmeyi amaçlar. Çünkü kekeleyerek konuşanlar soluk aldıklarında veya pek geç soluk verdiklerinde konuşurlar.
  
BAZI    ALIŞTIRMALAR
Boğumlanmada alışkanlık kazanmak için söylenmesi oldukça &üç birtakım anlamsız cümleleri ezberleyerek Üzerinde yüksek sesle alıştırma yapmak ve teybe okumak iyi sonuç verir. önce ağır, giderek hızlanacak hızlanacak şekilde tekrarlanmalıdır, şunu hiç unutmamak ge­rekir: iyi boğumlanma olmadan açık, anlaşılır konuşmak mümkün değildir. Şu cümleleri söylemeye çalışabiliriz.
1-Bir berber bir berbere,bre berber beri gel, diye bar bar bağırmış.Bizde biz biz derler, sizde biz e ne derler
 2-Çatalca da  topal çoban çatal yapıp çatal satar.nesi için Çatal­ca da topal çoban çatal yapıp satar?
3-Kırk kırık küp kırkının da kulpu kırık kara küp.
4-Sen seni bil sen seni,bil son seni,sen seni bilmezsen patla tırlar enseni.
5-kırk kartal,kara Kartal kırkı konar kırkı kalkar.
6-Elalem bi aladana aldı ala danalandı da biz bir aladana alıp aladanalamadık.
7-Sizln damda var beş boz başlı beş bos ördek
Bizim damda var beş bos başlı boz ördek
Sisin damdaki beş bos başlı beş bos ördek
Bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe
Sizde bizcileyin bey boz başlı beş bos ördek misiniz demiş.
8-Şu karşıda bir dal,dal sarkar kartal kalkar,kartal Kalkar dal sarkar, dal kalkar kantar tartar. Kekemelikte zor çıkartılan seslerden biri de (T)'dir. (T) sesinin bol­ca bulunduğu kelimelerden önce aşağıdaki hecelerin ritmik,tane tane ça­lışılmasında büyük yarar sağlanır:
 
Ti
Te
Ta
Tu
To
TU
Ti
Tik
Tek
Tak
Tok
Tök
TUk
Tik
Tık
Tir
Ter
Tar
Tor
Tur
Tör
TUr
Tır
Tit
Tet
Tat
Tot
Tut
Töt
TUt
Tı t
Tis
Tes
Tas
Toa
T us
Tös
Tüs
Tıs
Tiş
Teş
Taş
Toş
Tuş
Töş
TUş
Tiş
(T)ünsüzünü ünlülerle birleştirelim:
 
Tatar tepsici tıknaz titiz Tatar tepsici tulumbacıyla tütün tüttürdü. (R) ünsüzünü(T) egzersizlerindeki (T) yerine koyarak benzer bir egzersiz tablosu elde edebiliriz Şenbay Nüzhet, "Alıştırmalı DİKSİYON SANATI, MEB,Ankara-l972).
Konuşmada olduğu gibi okumada-yazmada da beceriksizlik gösterirler? Durum böyle olunca konuşma, okuma-yazma yetenekleri birlikte yürütül­melidir.
Okuma ve konuşma kaygısına fazla kapıldıklarından başlangıçta kelimeleri hecelere parçalayarak uzun uzun heceleyerek söylemeli ve okuma­sonra bunları normal ölçüsünde söylemeli ve okumalıdır.
Konuşmayı önce fısıltı halinde zamanla derece derece seslendirmeli­dir. Kekemeler genellikle kelime başlarına takıldıklarından söze baş­lamadan önce derin bir nefes almak ve yutkunmak zorundadırlar. Bu hareketler takılmayı ortadan kaldırır.
Okumadan konuşmaya ve özellikle kendi yazdığı yazıdan okuyarak konuşmaya geçmek de yararlıdır,iyi bir çalışma şeklidir. Okuma ve konuş­maların durarak ve hareket halinde tekrarları yapılmalıdır. Bol bol şiir okunmalı ve söylenmelidir. Aynı şiirin nesre çevrilerek okunması ve anlatılması yararlı olur.
Resim üzerindeki çalışma da yararlıdır. Konuşmasını beceremedikleri kelimelerin resimlerini toplayarak bir albüm yaptırmalıdır.
Çeşitli alanlarda bol bol konuşmalıdır.Böylelikle kendine güven gel­melidir. Örneğin telefonla konuşmak, sesini teybe alıp dinlemek, mikrofon­da konuşmak, alışverişlerde konuşmalıdır.
Fazla işaret ve mimik hareketleri yapmamalıdır. Güçlük çektikleri ke­limeleri ayrı ayrı cümleler içine serpiştirip okunmalıdır.
Kekemeler kendi kendilerine konuştukları zaman nasıl kekelemiyolarsa karanlıkta ve gürültülü yerlerde   de aynı şekilde kekelemezler. O halde Çalışmalarımızı bazen bu durumda da yapmak gerekir. Zaman zaman ıslıkla, düzenli(ritim), tempo ile çalışmak gereklidir. Koşuk(manzum) şeylerin ezberletilmesi ve okutulması da konuşma düzeni ve ses nefes denetimi bakımından önemlidir. Aynı zamanda bu çalışma çocuk­ların konuşmaya karşı olan güvensizliklerini ve çekingenliklerini de azaltır.Tekerlemeler de aynı şekildedir.
       Konuşma ve okumalarda zaman zaman vezinli ve ölçülü çalışmaktan da ya­rar sağlanır. Müzik ölçülerinden yararlanılacaktır, önce dörtlük, sonra sekizlik.
       Cümlelerdeki ilk hecelerin uzatılarak veya biraz sustuktan sonra söyletilmesi, engele aşma bakımından yararlıdır.
Uzunca bir cümlede bir kelimenin seli, diğer kelimelerin sessiz olarak okunması ve söylenmesi aynı halin küçük bir paragrafta cümlelerle tekrarı. Bu tip çalışmalara merdiven çalışması denilir.
Bir parçanın öğretmen tarafından okunması çocuğun bunu gözü ile izlemesi ikinci aşamada çocuğun içinden okuması, üçüncü aşamada mırıldanarak tekrarı, dördüncü aşamada öğretmenin yavaş yavaş okuması ve çocuğun yük­sek sesle okuyarak tekrarı.! Daha sonra çocuğun bağımsız okuması ve bu an da öğretmenin gezinmesi de ayrı bir çalışma şeklidir.
Konuşmadan önce yazdırılmalı, sonra söyletilmelidir.
Benzer cümlelerle(analog) çalışmakta yararlıdır. Örneğin, bu bir kitap­tır. Bu bir kalemdir. Benzeri cümlelerdeki tekrarlar çocuklarda cümlenin nefes ölçüsünü,  uzunluk tasarımını düzen ve zihinsel tasarımını kazandı­rır.
Zorlukla söyleyebildiği kelimenin karşılığı olan eşyayı  göstermek  eşyanın özellikleri hakkında konuşturmak.
Ters durumlardan yararlanarak, sevinç, korku ve şaşakalma gibi ünlemle­ri n açığa vurulmasına yer hazırlamak.
Bir kelimenin ilk harfi veya ilk hecesini söyleyerek diğerlerini ço­cuğa buldurmak.
Zaman zaman kekemelere sorular sormak.
Köklerden kelime türetmeler yaptırmak.
Kekemelerin ilk harflerinde genellikle takıldıkları için kelimelerin son hecesini kendisinden sonra gelen kelimenin ilk harfi ile birleştirerek söyletmek. örneğin, çalış-an kazanır.
Bir cümlenin kelimelerini rakamla ifade ettirmek. Örneğin, Bugün hava kapalı Bu cümlede bugün 1, hava 2,  kapalı  3, rakamını ifade eder.
Bir cümlede tekrar tekrar sözcükleri gösteren delik bir kartonla okuma alıştırmaları yaptırmak.
Kekemelerde sinyal yöntemle çalışmak da yararlı sonuçlar verir. Kekemelerin
iyileştirilmesinde kukla ve karagöz oyunlarından yararlanmalıdır.
 
Kekemeliğin tedavisinde LOWA ÜNİVERSİTESİ Yaklaşımı
Bu üniversiteden yetişen Bryngelson.Jonson ve kiper kekemelik konusunda yoğun çalışmalarda bulunmuşlar. Yöntemleri değişik olmamasına  karşın ortak amaç, konuşma korkusu ve kekeleme endişesini azaltmak olarak gö­rülmektedir. Geleneksel yöntemlerin geçici bir yararı olabileceği ve uzun dönemde sorunu ağırlaştıracağı savunulmuştur. Ortak amaç "konuş, devam et ve kekele, bunu yaparken korkmadan ve çekinmeden, esas anormallikle  sürdür...." olarak özetlenmektedir.
Bryngelson'a göre, kekeme, kendi sorununu başkalarıyla doğal bir so­run olarak tartışmasını vs objektif bir tutum almasını öğrenmeli vs güç konuşma durumlarına girebilmelidir. Amaç sorunu ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla grup sağaltımları benimsenmiştir.
a)Negatif Alıştırma ve sistematik duyarsızlaştırma: Birevi bilinçli ve gönüllü olarak kekeleyerek konuşturmak, böyle!ikie tutunmalarla bilinçli kontrolü için istemli olarak savaşma anlamını taşır.Konuşma kor­kusu  fenomeniyle gevşeme ve hoşlanmanın verici duyguları bir araya sü­rerek, bu korkunun etkisini azaltmak için alıştırmalar desenlenir. Bu uy­gulama, davranışçı psikolojinin İlkeleriyle değişik kullanım şekilleri bulmuştur.
B)Johnson, Brengelson,un Gönüllü-İstekli Kekeleme Yöntemini kullanmıştır. Ona göre, birey, çok iyi konuşmaya özenmedikçe kekelemez ya da bunu en aza indirebilir. Kekeme gerilimsiz ve yavaşlatılmış bir ritimle konuşmalıdır. Konuşma bozukluğunu olağan karşılayabilmedir. Norrnal Konuşmay­la kekemelik arasındaki fark ,kekemenin duygusal olarak tepki göstermesidir. Sağaltımda, kekemenin  daha az kekeleyebileceğine inanması gerektiği Johson tarafından savunulmuştur.
c) Van Riper: Iowa Üniversitesinden ayrıldıktan sonra Western Michegan Üniversitesinde çalışmış ve çeşitli yöntemlerini yöntemleri denemiştir. Amacının  endişenin azaltılması olarak belirlemiştir. Kekelemeden konuşma­ya çalışmak,fakat kekelerse de akıcı şekilde kekelemeye çaba  gösterme ilkesine ağırlık vermiştir.İlkeleri  şöyle özetlenebilir:
1.    Sabırlı olmak, moral ve genel güvenlik geliştirmek
2.    Duruma ve sese ilişkin anksiyetiyi düşürmek.
3.    Konuşmada başarı durumunu  tanıtmak.
4.    Daha yoğun  konuşma ortamları hazırlamak ve cesaretlendirmek.
5.    Etkili ve iyi konuşmalara ilgi geliştirmeyi saklamak
6.    Sosyal uyumu, diğer  insanlarla etkili ve d engeli  ilişkiler geliştirerek arttırmak.
7.    Okul etkinliklerine katılma  istekli kılma.
8.    Artülasyon  vb. diğer  konuşma özürlerine müdahelelerden uzak durmak.
9.    Başarılarını ödüllendirmek, genel beden sağlığına özen göstermek
 
D)Diğer Yaklaşımlar:
Bunlar arasında mekanik araçlarla doğrudan geliştirilen yöntemler bulunmaktadır.
a) Ritim Yöntemi: Metronom ve mug gibi araçlarla istenilen hızda ayar­lanabilen ses ve ışık sinyallerinin,konuşmada kullanılan sözcüklerin heceleriyle birleştirilmesidir.Her hece belirli bir ses ya da ışık sin­yaline bağlanır.önceleri yavaşlatılmış bir hece ritmiyle okuma,daha sonra konuşturma alıştırmaları yapılır. Sinyal temposu giderek hızlandırılarak bireyin tutulmadan okuyup, konuşabildiği bir hız düzeyi sap­tanır.0 nokta da yoğun konuşma alıştırmaları gerçekleştirilir.
b)Müzik? ses sağaltım Yöntemi: Oral yönden konuşmayı öğrenenlerde kekemeliğe rastlanmaması yanı sıra, sonradan işitme yitimine uğrayan keke­melerde,yitime kemik yolunun da eşlik ettiği oranlara da konuşma ritminde göreli bir düzelme görülmesi bu yöntemin dayanağını oluşturmuştur.Yön­temin uygulanışı kısaca şöyledir: İnsan kulağının işitme frekans sınır­ları 16-20.000 arasında bulunmaktadır.Bu frekanstaki seslerin toplanma­sıyla (bazı ses kayıt araçlarıyla üst üste binmeli kayıtta yapılabilmekte vs müzikal seslerde toplanmakta,ya da yalnızca frekansların kompozisyonundan oluşan elektronik müzik kullanılmaktadır) ve kulaklık yo­luyla   vakaya dinletilmektedir.Bu dinleti sırasında okuma ve konuşması istenen birey kekelemeden konuşabilmekte, belirli bir araştırma düzeyinden sonra giderek sesin kısalmasıyla akıcı konuşma sürdürebilmektedir.
 
 
 
  Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı! Psikoenerjiterapisti  
 
HER ŞEY İNSAN İÇİN VE İNSANIN EMRİNDE AMA İNSAN BİZZAT KENDİSİ İÇİN DEĞİL VE SADECE ALLAHIN EMRİNDE. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol